Senaryo Ekibi

Yazmaya nerden başlamalıyım

YAZMAYA NERDEN BAŞLAMALIYIM?

Yazmaya başlamadan önce ne yaptığımızı ve ne amaçla yaptığımızı bilmek gerekir. Yazmak nedir? Ne için yazıyoruz (ki bu son derece kişisel bir sorudur ve cevabı da kişiye mahsustur)? Ancak bu soruların cevabı bilimdiği müddetçe "nasıl yazarım"? sorusunun cevabı aranmalıdır.

Şu çok iyi bilinir ki yazmak insan doğasına paralel bir eylemdir. Her ne kadar insan evrenin yaratıcısı olmasa da kurmaca dünyanın yaratıcısı olarak son derece içgüdüsel bir duyguyu beslemektedir. Yazmak bir anlamda yaratmak ve yaradanı taklit etmektir. Bu anlamda manevi bir eylemdir.

Günümüzde yazı bir terapi metodu olarak da kullanımaktadır. Yazan kişilerin psikolojik anlamda son derece rahatladıklarını gösteren araştırmalar ve bilimsel bulgular mevcuttur. Ayrıca yazmak yazarak düşünmeyi de beraberinde getirdiğinden yazar olmanın zihinsel kapasitenin gelişimi açısından da faydalı olduğu daha önce bir çok çalışma ile gösterilmiştir.

Bunun dışında bazı kimseler de gündelik yaşantılarının notlarını tutmak için yazar. Örneğin gördüğü güzel bir kadını kelimelerle kaydeden veya başından geçen heyecanlı bir olayı yazarak kaydeden kişiler de mevcuttur.

Nasıl Yazmalı?

Yazarlığı hem zor hem de zevkli kılan unsur yazarın uzun süre kişiler, kavramlar ve olaylar üzerine düşünmesidir. Daha da zor olanı ise bir kurmaca eser çerçevesinde kavram, karakter ve olayları birbirine bağlamak ve uzun soluklu bir süreçte ilerletmek; ilerletirken de okuyucuya kyif ve heyecan vermektir. Özetle ve çok kabaca iyi yazmanın üç altın kuralından bahsedebiliriz:

1) Olay, kavram ve karakterleri birbirine bağlamak 

2) Bunu yaparken okuyucuya keyif ve heyecan vermek

3) Bütün bunları gerçekçi bir zeminde yapmak

Üçüncü madde bir anlamda ikinci maddenin ön şartıdır. Yani gerçekçi taklitleri (yazmaya bir anlamda gerçek dünyanın taklidi de diyebiliriz) ortaya sunduğunuz müddetçe okura keyif ve heyecan verebilirisiniz.

Bir diğer gözle bakmak isterseniz şöyle de düşünebilirsiniz: Yazarlık bir performans sanatıdır. Eserinize başladığınız dakikadan itibaren sahnedesinizdir ve sahnede kaldığınız müddetçe de okurun ilgisini diri tutmak durumundasınız. Üstelik lığın sahne sanatlarından daha zor bir yanı vardır. Yazarken ses, ışık ve hareket kullanmanız mmkün değildir. Okurla iletişim kurabileceğiniz tek yok kelimelerdir. Bu sebeple kelimelerinizi kurgunuzu en iyi aktaracak şekilde seçmelisiniz. Özetlemek gerekirse yazmanın iki temel unsuru vardır:

1) Anlatacak bir şeye sahip olmak

2) Sahip olduğunuz anlatı malzemesini keyif verecek şekilde aktarmak

Kişiyi yazarlığa götüren yol çok meşakkatli olsa da bu yolda yazarı destekleyen bazı yardımcılar da vardır. Örneğin:

Yazma yeteneği

İyi bir yazar danışmanı

Doğru geri bildirim

Sıkı bir gözlem gücü

Analiz becerisi

bir kişinin yazar olması için son derece elzem desteklerdir. 

Peki Yazmaya Nerden Başlamalı?

Bu konuda görüüşler ikiye ayrılır.  Bir grup yazar yazmanın plansız ve yetenekle kendiliğinden oluştuğunu söylerken yaratıcı yazarlıkla bilimsel olarak ilgilenen kuramcılar yazmak için analitik düşüncenin, eğitimin, planın ve sıkı çalışmanın şart olduğunu söylerler. Biz de bu noktada ikinci görüşün tarafındayız.

Kurmaca yazmaya başlamadan önce yazarın bir takım gözlem ve anlatı becerilerini edinmiş olması gerekir. Bunun için en az on defa aşağıdaki egzersizi yapmış olmak faydalı olacaktır.

Egzersiz 1:

Evinizin yakınında bir kamusal alan seçiniz. Bu alan cafe, park, hastane veya bir devlet dairesi olabilir. Gözünüze kestirdiğiniz ilk kişinin hayatını tahmin etmeye çalışın. Nasıl bir evi vardır? Ailesi nasıldır? Orada ne için bulunuyor? O sırada aklından neler geçiyor?

Yukarıdaki egzersiz iyi bir kurmaca esere başlamak için oldukça yardımcıdır. Bu kişi hakkında bir takım tahminler yürütürken kendinizi onun dünyasında bulacaksınız. Orada neden bulunduğu sorusuna cevap araken kurmaca eserinizin de iskeletini oluşturmuş olacaksınız.

Yazmaya nerden başlamamalıyım?

Yazmaya nerden başlamalıyım sorusundan belki de çok daha önemlidir bu soru. Çoğu amatör yazarın düştüğü başlangıç hataları vardır. Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz:

1) Klişeler kullanmak: Hem içerik hem de slup açısından klişler kullanmak yazarlık deneyiminize zarar verir. Klişeler kişinin kendi zihinsel ürünü olmayıp toplumsal normların ve daha önceden yazmış/düşünmüş kişilerin ürünüdür. Bu sebeple amacı "yaratıcı yazarlık" olan taze yazar adayına zarar verecektir. Klişelere değinmek hem yazarın iç motivasyonunu kırar hem de okuyucuyu sıkar. Unutmamak gerekir ki öncelikle kendimiz için yazıyoruz ve yazmak üretmektir. Kendi üretmediğiniz fikirleri yazmaya kalkıştığınızda yazarlığınız da eksik kalacaktır. Edebiyat dnyasının ikinci bir "Kırmızı Başlıklı Kız" hikayesine ihtiyacı yok ne de olsa.

2) Anlatıma tasvirle başlamak: İçerik açısından olmasa da uslup açısından tejlikeli bir durumdur esere tasvirle başlamak. Tolstoy, Dostoyevski vs. gibi usta ve klasik yazarlar kendi eserlerine tasvirlerle başlamış ve uzun uzun tasvirler yapmış da olsalar bu sizin de yapmanız gerektiği anlamına gelmez. Günümüz öykü ve romanı klasiklerden çok farklı bir geleneğe sahiptir ve günümüz okuyucusu görsel malzemeye çok daha alışkın olduğu için tasvirleri sıkıcı bulacaktır. 

3) Sıkıcı bir giriş yapmak: Tasvire ek olarak "O gün günlerden Cumartesiydi". gibi zaman, mekan belirten girişler yapamka da son derece amatörcedir. Bu aslında yazacak malzemeniz olmadığı ve kağıt üzerinde oyalandığınız hissini oluşturur, ki böyle olmamalıdır. Aslında vermeniz gereken his neyi nasıl anlattığını bilen bir yazar olduğunuz ve okuyucunuzla olan randevunuzda kontrolün sizde olduğudur. Unutmayın ki okuyucu bir kitabı eline alıyorsa kendini yazarının taşıyacağı dünya ve rüzgara bırakmış demektir. Kontrolün sizde olduğunu hissettirmeniz gerekir.

4) Gerçeküstü bir evren kurgusuyla başlamak: Yazarken ilk amacınız okuru sahici bir dünyaya çekmek olmalı. Bilimkurgu dahi yazıyor olsanız yazdığınız evrenin gerçekte var olduğu hissine uyandırmalı bir anlamda okuyucunuzu ikna etmelisiniz. Bu sebeple "Çıkmaz ayın son Perşembesinde uydurma sokakta yaşayan kağıttan bir teyze varmış" diyerek başlarsanız kurmacaya, okuyucunuzda yapmacıklık hissi uyandırırsınız. Bu sebeple önerimiz gerçekte var olan mekan adları kullanmak ve o mekanda yaşamış olan karakterler hissini yaratmanızdır.

5) Az okuyarak kurmaca yazmaya çalışmak: Okursanız yazarsınız, okumazsanız nerden başlayacağınızı bilemezsiniz. Okuduğunuz eserin kalitesi hiç önemli değil. Kural basit. Tıkandığınız fakat yazmak da istediğiniz o anda elinize herhangi bir kitap alın ve okumaya başlayın. Zihninizdeki kurmaca yaratıcılık kanallarının kendiliğinden açıldığını göreceksiniz.

Yukarıda bahsedilen egzersizi 10 farklı mekan ve kişiyle YAZILI şekilde deneyip, başlangıcın beş hatasını da yapmadığınız müddetçe yazamıyor olmanıza imkan yok.


Yorumlar - Yorum Yaz
Öykü Yazarları Köşesi
Etkinlikler

  Facebook'tan takip et!

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam116
Toplam Ziyaret1403031
Site Haritası