Senaryo Ekibi

İKİ ÇARPI İKİ BUÇUK-Kısa Film Senaryosu

Yazan: Ümit Çakal

Senaryo:

İKİ ÇARPI İKİ BUÇUK ( YAĞLI URGAN )

 

Yazı daktilo sesi eşliğinde akar:

İki çarpı iki buçukluk hücrelerinde

düşüncesinin özgürlüğü ile

bedeninin tutsaklığı arasında kalanlara…

 

Sahne-1: İç Mekân , Karanlık Bir Hücre

 

Karanlık bir hücrede, Erdal yerde yatmaktadır.

Karanlıktan sadece nefes alış verişleri duyulmaktadır.

Erdal dört defa kesik kesik nefes alıp verir. Dördüncü nefesi alıp verirken kapı yarıya kadar yavaşça açılır.

Erdal uzunca süre karanlık hücrede kaldığından yüzü solmuştur. Kapının aralığından gelen ışıktan rahatsız olur ve bir koluyla gözlerini kapatır.

( Erdal uzun süredir hareketsizce hücrede yattığı için hareketleri iyice yavaşlamış ve kas hareketleri iyice zayıflamıştır. )

Gardiyan  kapı aralığından içinde tahta kaşık olan bir tas makarnayı hücreye bırakır ( Gardiyanın sadece elleri görülmektedir).

Erdal bir müddet daha yüzünü kapattıktan sonra kolunu yavaşça aşağı indirir. Yavaşça uzanır yemeği almak için, bu arada gözleri gardiyanın botlarında donup kalır.

 

Sahne-2: Dış Mekan , Gündüz, Sokak Ortası , Yağmurlu Bir Hava

( Flash Back )

Erdal’ın gardiyanın botlarına takılan gözleri, bir eylem sırasında polis tarafından yere yatırıldığı anı aklına getirmiştir.

Müzik girer.

Erdal sokağın ortasında boylu boyunca uzanmıştır, yağmurdan yerler ve Erdal’ın üzeri sırılsıklamdır.

Erdal’ın başının üzerinde bir polis botu ( polisin sadece botu görülmektedir ), üzerinde ise parasız eğitim yazılı bir tşirt vardır.

Erdal’ın yerde yattığı görülürken az ilerisinde yükselen dumana bakar. Yerde yarım içilip yere atılmış ve hala yanmakta olan bir sigara görünür. Erdal elini uzatır sigarayı alıp ağzına götürür.

 

Sahne-3: İç Mekan , Karanlık Bir Hücre

     Gardiyan ayağıyla botunu yere vurur, Erdal ise hayal dünyasından yavaşça kendine gelir.

Gardiyan geriye döner ve gider. Bu sırada yerde yatan Erdal kapının açık olduğunu görür ve özgür olduğunu düşünerek ayağa kalkar, üzerini düzeltip üstünü başını temizler ve kapıdan çıkar.

 

Sahne-4: Dış Mekan,Sokak Ortası,Hafif Rüzgarlı Bir Akşamüzeri

 

     Erdal beyaz bir boşluktan çıkar ve karşında duran sevgilisine yaklaşır. Elleri birleşir ve sımsıkı sarılırlar.

Elleri birbirlerine kenetlenmiş halde karşılıklı olarak gözlerinin içine bakmaktadırlar. Bir müddet göz göze kaldıktan sonra güçlü bir bot sesi duyulur. Yere vurulan bot sesleri iyice çoğalır.

Erdal ve sevgilisi birlikte etrafa bakarak bot seslerinin nereden geldiğini bulmaya çalışırlar.

Erdal’ın yüzü ve gözleri yakından görülür. Anlamsızca etrafına bakınır. Elleri birbirine daha sıkı kenetlenir.

Sonra kız arkadaşının yüzü görünür. Etrafına anlamsızca bakmaktadır. Kız arkadaşı birden irkilir ve Erdal’a bakmaktadır.

Karşısında kocaman bir boşluk vardır.

Sahne-5: İç Mekan , Karanlık Bir Hücre

     Gardiyanın botları yere ağır çekimde vurmaktadır.

Erdal ise yavaşça düşüncesiyle özgürlük yolundan bulunduğu hücreye dönmeye çalışır.

Erdal Yerde duran tasa uzanır, ağır hareket ettiği için eliyle tası almaya çalışırken yere devirir. Makarnaların bir kısmı yere dökülür. Erdal usulca makarnaları tasa toplamaya çalışırken gözlerini yine kapıya diker.

Erdal kapının açık olduğunu görür. Kalkıp üzerini düzeltip kapıdan çıkar.

Sahne-6: İç Mekan , Erdal’ın Evi

     Erdal beyaz bir boşluktan çıkar ve yerde sofrada oturan anne ve babasına bakar.

Sanki Erdal hep oradaymış gibi yemeğe devam ederler. Erdal sofraya oturur.

Hücresindeki tasın ve kaşığın aynısı ile tasın içi makarna dolu halde önündedir. Erdal tası almak için elini uzatır fakat tası devirir. Makarnaların bir kısmı sofraya dökülür. Erdal makarnaları toplamaya çalışırken şırıl şırıl akan bir ses duyarlar.

Anne, baba ve Erdal gözlerini etrafta gezdirerek sesi bulmaya çalışırlar. Anne ve baba birbirlerine bakarlar. Anne kafasını yukarı kaldırıp sesi arar. Sonra baba kafasını sağa sola çevirip sesi arar. Anne ve baba Erdal’a bakarlar.

Karşılarında kocaman bir boşluk vardır. Sofrada Erdal’ın tası yere devrilmiş, sofranın üzerine saçılmış makarnalar vardır.

Şırıltı sesleri çoğalır.

 

Sahne-7: İç Mekan , Tuvalet

 

     Gardiyan arkadan görünür. Ayakta durmuş işemektedir. Bu arada şırıltı sesleri Erdal’ın sofrasındaki gibi gitgide çoğalır.

Bir müddet sonra iyice azalır ve şırıltı sesleri yavaşlar.

     Gardiyan aynanın karşısında küçük bir makas ile burnunun içindeki kılları kesmeye çalışmaktadır. ( Gardiyanın sadece yanakları, eli ve burnu görülmektedir. )

 

Sahne-8: İç Mekan , Karanlık Bir Hücre

     Erdal yere devrilmiş olan tasını düzeltir. Makarnaları toplamaya çalışır. Birden irkilir. Etraftan yükselen Kuran sesleri Erdal’ı tedirgin eder.

Kafasını yukarı kaldırır, sonra etrafına bakarak sesin nereden geldiğini bulmaya çalışır.

 

Sahne-9: İç Mekan , Boş Bir Oda , Loş Bir Işık

     Kuran sesleri yükselerek devam eder. Tavandan aşağıya sarkan urganı yavaşça görürüz.

Yağlı urganın en altına gelince ortadaki boşluk görülür. Daha sonra ellerinde kuran duran bir imam görülür.

İlk önce sadece eller ve Kuran, daha sonra hoca görülür. Baştan sona  Kuran sesi hep devam eder.

 

Sahne-10: İç Mekan , Karanlık Bir Hücre

Kuran sesleri dahada yükselir.

Erdal tabak elinde makarnadan yavaş ve tedirgin olarak yemeye çalışır.

Gardiyanın botları kapıdan görülür. Bu arada Kuran sesleri alttan yavaşça duyulmaya devam eder. Kapıyı hızlıca kapatır.

Erdal karanlıkta kalır. Kuran sesleri devam eder. Nefes alışverişleri duyulur sadece.   

        

Arkadan müzik duyulur:

Elim sanata düşer usta, yürek acıya

Ölüm hep bana, bana mı, bana mı düşer usta

Sevda ne yana düşer usta, hicran ne yana

Yalnızlık hep bana, bana, bana mı düşer usta…

Yazı görülür:

Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı

Ya da yeryüzüne inecek ölüm.

 

-SON-

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Öykü Yazarları Köşesi
Etkinlikler

  Facebook'tan takip et!

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam107
Toplam Ziyaret1403022
Site Haritası